Tarsus' ta 1934 yılları arasında Gözlü Kule Höyüğünde yapılan kazılar bu yörede
ilk yerleşmenin Neolitik dönemle başladığı ve Orta Tunç çağa değin kesintisiz sürdüğünü
ortaya koymuştur. Kent önceleri Toros adıyla anılmış sonradan bu ad Latince de Tarsus
olmuş ve zamanımıza kadar da gelmiştir. Tarsus'u ilk kez kimin kurduğu konusunda
çeşitli söylenceler vardır. Bunlar' ın en yaygın olanı, kentin Asur Hükümdarı Sardanapal'ın
kurduğudur. Yöreye I.Ö. VII-VII.yy' da geldikleri sanılan Yunanlıların burada bir
yer yerleşmeyle karşılaştıkları kesindir.
Bir süre Asur egemenliği altında kalan yöre daha sonra prenslerin, İskender in eline
geçti. İskender' den sonra Tarsus, tüm Kilikya ile birlikte Selökin der' in payına
düştü. I.Ö. 246'da Mısır yönetimine geçtiyse de bir süre sonra geri alındı. I.Ö.
66 da Kilikya bir Roma vilayeti olunca, Tarsus' ta bunun merkezi durumuna getirildi.
Tarsus' a tarihi bir önem kazandıran Cydunus(Tarsus Çayı) o dönemlerde kentin içinden
geçmekteydi. Kleopatra ve Romalı komutan Marcus Antonius, Tarsus' a bu ırmak yoluyla
gelmişlerdir.
Tarsus Hıristiyanlığın kurucularından Aziz Paul us'un doğduğu kent olarak da önem
taşır. Ayrıca ünlü coğrafyacı Strabon I.Ö.I. yy da Tarsus' ta dil bilginleri filozof
ve yazarların yaşadığını yazar. Tarsus' un tarihi, Müslümanlığın ortaya çıkışından
kısa süre sonra, hareketli bir aşamaya girdi.
Miladi 639 Hicri 17 Yılında Müslümanlar
Tarafından Feth edilmesi ile Tarsus, Bizanslılardan Müslümanların eline geçmiş oldu.
Tarsus Müslümanların Feth etmesi ile beraber çok sayıda el değiştirmiştir. Ta ki
Hicri 761 / Miladi 1360 Yılına kadar bu el değiştirmeler olmuştur. Abbasi ve Emeviler
dönemlerinde Özellikle Halife Memun döneminde Tarsus kentinde ilmi çalışmalara çok
önem kazandırılmıştı.
965' te Bizanslılara geçen Tarsus bu dönemde Antakya Prensliğine bağlandı.
1083
yılında Anadolu Selçuklu Devletinin Kurucusu Süleyman Kutalmış tarafından Feth edilmişti.
1133'te Ermeni Prenslerinden Leon' un eline geçti. 1137' de Bizans imparatoru Yoannes
Komneos, Tarsus' u geri geri aldıysa da, 1172 - 1173' te yöre yeniden Ermeni egemenliğine
girdi.
Tarsus, 1300.yy'dan sonra Memluklar' in ve zaman zaman da Ramazanoğulları
ile Dulkadiroğluları beyliklerinin yönetimine geçti.
Hicri 761, Miladi 1360 yılı
Temmuz-Ağustos aylarında Memlükler, Ramazanoğulları ve Dulkadiroğulları beyliklerinin
yardım ve teşvikiyle Halep ( veya Şam ) valisi Seyfeddin Bay Demir-el Harizmi'nin
komutanlığında bir daha Ermenilere bırakılmayacak şekilde Tarsus tekrar alınır.
1516 da ise, Yavuz Sultan Selim' le Osmanlı topraklarına katıldı.
Tarsus 1571 de Kıbrıs Eyaletine bağlı bir sancak merkezi olduysa da, bir süre sonra
Adana eyaleti sınırlarına alındı. 1832 de Osmanlı güçlerini yenen mısırlı İbrahim
paşa, Adana ve çevresini ele geçirdi. 1839 da yeniden Osmanlı topraklarına katılan
Tarsus, 1867 de Halep vilayeti Adana sancağının 1877 de ise Adana vilayeti Adana
sancağının bir kazası oldu.
Şemsettin Sami Tarsus'a İlişkin Şunları Yazmaktadır : Adana vilayetine
bağlı Mersin Livasının bir kazasıdır.( 1900 yıllarında ki kayda göre )
Kentin, 31 camisi, 19 medresesi 2 tekkesi, çeşitli dinsel topluluklara bağlı 5 kilisesi,
( 2007 de ise 1 kilise vardır ) 1 bedesteni, 10 hanı, 2 hamamı 24 okulu, 7 değirmeni
ve 6 pamuk fabrikası vardır. Tarsus, Namrun ve Gülek nahiyeleriyle 180 köyden oluşur.
Tüm nüfusu 41606' dır.( 2007 Genel Sayımına göre 229.921 ) Nüfus'a Sahiptir.
Ali Cevad ise Tarsus' u Şöyle Anlatır : Kazanın Kusdemir, Kusun,
Canip şehir, Namrun, Ulaş, Gülek ve Tekeler aslı 7 nahiyesi ve 161 köyü vardır.
Kazanın tüm nüfusu 40410 dur. Mersin 1888' de Adana' ya bağlı bir sancak olunca
Tarsus' ta bunun tek kazası olarak yönetsel durumunu korudu. I. Dünya Savaşı sonrasında
Fransız işgaline uğrayan Tarsus da buna bağlı bir ilçe merkez durumuna geldi. Tarsus
Müslümanlar içinde mukaddes bir şehirdir.
Tarsus' ta bir çok kutsal abideler vardır. Danyal Peygamber' in Kabri Tarsus'
ta dır. Makam Cami'sinde. Miladi 633, hicri 218 yılında Halife Memun Bizanslılarla
Savaşmak için Tarsus'a geldiğinde, bu gün Şeker Pınarı diye bilinen yerde yemiş
olduğu yemekten zehirlenerek Vefat edince Ulu Caminin doğu kısmında bulunan Babası
Halife Harun Reşit'in sadık hizmetkârı olan Hakan'ın evine defni yapılmıştı. Bu
gün Halife Memun'un Kabri, Şit ve Lokman a.s Makamları Ulu Cami de bulunmaktadır.
Bilâli Habeşi'nin de Makamı var, ayrıca adına bir de küçük mescit yaptırılmıştır.
Küçük Minare Cami Avlusunda ise Tarsusta 18 yıl Kadılık Yapan Kasım bin Selam'ın,
A.Kadir Geylani'nin Torunu, ve Tolunoğulları Devleti hükümdarı Ahmet b. Tolun'un
Kabri bulunmaktadır.
Tarsus' un geçmişine ait bilgilerin ilmi bir şekilde derlenip ortaya çıkarılması
Arkeolog ve tarihçelere düşen bir görev olmaktadır.